Dr. Hakan Evruke

Bağırsak duvarının dışarıya doğru kesecik halinde çıkmasına divertikül denir. Bağırsak kanalında çok sayıda divertikül olmasına divertikülozis denir. Yemek borusundan başlayarak mide-bağırsak kanalının herhangi bir yerinde olabilir. Bu bölümde kolon (kalın bağırsak) divertikülleri anlatılacaktır.

Divertiküller gerçek ve yalancı olmak üzere iki çeşittir. Gerçek divertiküllerde bağırsak duvarının dışarıya doğru keseciklenen yerinde bağırsağın her üç tabakasıda bulunur. Yani bağırsağın içini örten mukoza, ortadaki kas tabakası, ve dış zar gerçek divertiküllerde mevcuttur. Yalancı divertiküllerde dışarıya doğru keseciklenen sadece mukozadır. Bu nedenle yalancı divertikül duvarı incedir. Kalın bağırsakta görülen divertiküllerin büyük bir kısmı yalancı divertiküllerdir.

TOPLUMDAKİ GÖRÜLME ORANI

Orta ve ileri yaştaki bireylerde daha sık olarak görülen hastalıktır. Yapılan bir çalışmada 40 yaş grubunun %10 unu, 60 yaş grubunun yaklaşık yarısını ve 80 yaşındakilerin ise hemen tamamının etkilediği gösterilmiştir.
DİVERTİKÜLOZİS NEDİR ?

Kalın bağırsağın içini örten tabakanın dışarıya doğru keselenmesi ile divertikül oluşur. Bağırsak duvarında gelişen bu küçük cepler, tüm kalın bağırsağı etkileyebilse de genellikle sigmoid kolon ve sol kolonu (kalın bağırsağın karın içinde sol tarafta kalan bölümü) tutar. Kesecikler, bağırsak duvarındaki zayıf noktalardan dışarıya doğru çıkar. Divertikülozis (divertiküler hastalık) bu ceplerin varlığını tanımlar.

DİVERTİKÜLOZİS NASIL GELİŞİR ?

Alınan besinler, sindirilip emildikten sonra artıklar bağırsak içinde ilerler ve dışkı (gaita) kalın bağırsağın son kısmından (anüs / makat) vücudu terk eder. Dışkının kalın bağırsak içinde ilerlemesi bağırsak duvarındaki kas hareketleriyle sağlanır. Yenilen posalı (posalı) gıda ve içilen suyun bağırsak davranışı üzerine etkisi vardır.

Günlük tüketilen posalı gıda ve su oranı azalması sonunda dışkı kuru ve sert hale gelir. Bağırsak duvarındaki kaslar dışkı kitlesini ilerletebilmek için aşırı kasılmaya ihtiyaç duyarlar. Buda lümen içi basıncı artırır ve bağırsak duvarında kesecikler oluşur. Bu keseciklere divertikül denir. Divertiküller, uzun zaman içinde oluşur. Bunların gelişimi sırasında pek bir bulgu meydana gelmez. Bazen orta şiddette kramp tarzında ağrı, şişkinlik, Kabızlık, diyare veya makattan kanama yapabilir. Bunların gelişiminde bağırsak içindeki basınç artışının ve spazmların önemli rolü vardır.

DİVERTİKÜLİT NEDİR ?

Bu keseciklerin (divertiküllerin) enfeksiyonuna (iltihaplanmasına) divertikülit denir. Divertiküler hastalığı olanların yaklaşık % 10-20 kadarında divertikülit gelişir. Divertikülün ağzı dışkı tarafından tıkanır. Bu kese içinde gıda atıkları veya dışkının birikmesi sonucu enfeksiyon ve inflamasyon başlar. Zaman içinde divertikül yırtılabilir. Böylelikle kesecikler içindeki iltihap karın içine yayılır. Bu o bölgede lokalize bir infeksiyona neden olur. Karın ağrısı, üşüme, titreme, ateş ve bağırsak alışkanlıklarında değişiklik meydana gelir. Eğer bu iltihap karın içinde sınırlandırılamazsa tüm karın içine yayılır, abse gelişebilir veya iltihap diğer organlara yayılır. Keseciklerin iltihaplanması bağırsak duvarında delinmeye kadar ilerleyebilir.
 

DİVERTİKÜLOZİS BULGU / BELİRTİLERİ NELERDİR ?

Divertikülozis çok değişik bulgularla karşımıza çıkabilir. Çoğu hastada hiçbir bulgu ve belirti vermez. Ender olarak karın sol alt yarısında ağrı, kramplar, ateş, ishal, dışkılama alışkanlığında değişme ve nadiren ciddi rektal kanama yapabilir. Bu semptomlar hastaların küçük bir yüzdesinde meydana gelir ve başka kalın bağırsak hastalıklarında da görülebilir. Bazen irritabl bağırsak sendromundan ayrılması güç olur. Dikkatli bir inceleme gerekir.

Divertikül keselerinin iltihabı sonucu meydana gelen tabloya divertikülit ( divertikül enfeksiyonu) denir. Bu tablo kendini enfeksiyon bulguları ile belli eder. Üşüme, titreme, ateş, ağrı ön plandadır. Bulantı ve kusma sıklıkla bu bulgulara eşlik eder. Buna bağırsak alışkanlıklarında değişme de eklenebilir. Daha şiddetli belirtiler perforasyon, abse oluşumu ve fistül gelişimi gibi ciddi komplikasyonlarla ilişkilidir.

DİVERTİKÜLER HASTALIK KANAMAYA NEDEN OLUR MU ?

Divertikül kesecikleri, bağırsak duvarını besleyen damarlara komşudur. Bağırsak duvarını besleyen damarların geçtiği yerlerde duvar bütünlüğü bozulduğu için keselenmeler hemen daima arterlere komşudur. Bu nedenle aniden ciddi kanamalar olabilir. Hastanın daha önce hiçbir bulgusu yokken, aniden başlayan, makattan taze parlak kırmızı kan gelmesi, divertiküller kanamayı düşündürür. Ani ve fazla miktardaki kanama hastanın bayılmasına ve şoka girmesine neden olabilir. Acil olarak hastaneye yatırılmalıdır.

KORUNMAK İÇİN NE YAPILABİLİR ?

Toplumumuzdaki yeme alışkanlıklarımız daha çok yüksek posalı gıda tüketimi şeklindedir. Bu nedenle ülkemizde bu hastalık nadir olarak görülür.

Divertikülozisten korunma ve semptomların tedavisi aynı şeklide olur. Sıklıkla diyet ve bazen ilaç tedavisi ile başarılı olunur. Günlük yüksek posalı (selülozdan zengin) besin alınımını 25 gr ve sıvı alımını 8-10 büyük su bardağına çıkarılmalıdır.

Sebze ve meyvelerin sindirilemeyen kısmına posa (lif, fiber) denir. Posalı gıda su tutar ve bu yolla dışkı yumuşar. Dışkının kalın bağırsak içersinde ilerlemesi kolaylaşır. İki tür posa vardır

1-Çözünebilen posalar: Suda jelatinöz bir hal alırlar. Dışkının yumuşaklığını ve düzenini sağlarlar. Bunun için iyi kaynaklar: kurubaklagiller, arpa, yulaf, fasülye, bezelye, bir çok meyve türleri ve psyllium içeren ürünler gelir

2-Çözünmeyen posalar: Çözünmedikleri için kalın bağırsağı hızlı ve hiç bozulmadan terk ederler. Bu sayede dışkının şekli ve düzeni sağlanır. Bunun için iyi kaynaklar: kepekli ürünler, ve bir çok sebze türü sayılabilir. (tahıl ürünleri, buğday kepeği, çavdar)

Yüksek posa ürünü içeren gıdalar ve posalı ticari ürünlerin diyete eklenmesi ile düzenli bağırsak alışkanlığı sağlanabilir. Yumuşak olan dışkının kalın bağırsak içinde ilerlemesi için daha az kasılma gerekir. Bu da divertikül oluşumunu engeller. Ayrıca yemeğin düzenli aralıklarla yenmesi ve düzenli egzersiz yapılmasının faydalı olduğu gösterilmiştir. Bütün bunlara ek olarak dışkılama hissi geldiği zaman ertelemeden, dışkılamanın yapılması gerekir. Erteleme sırasında bağırsak içindeki basınç daha da artmaktadır.

KABUKLU YEMİŞLER DİVERTİKÜLİT ATAĞINA NEDEN OLUR MU ?

Yapılan çalışmalarda böyle bir bilgi yoktur. Bu nedenle hastaların bu tip yemişlerden sakınması kesinlikle gerekmemektedir. Fakat bazı hastalar kabuklu yemişler ile divertikülit ataklarının geliştiğini söyler. Bu kişilerin kendi vücutlarını dinleyip kabuklu yemiş tüketmemesi gerekir.
 

YÜKSEK POSALI GIDA NELERDE BULUNUR ?
Baklagiller : Fasulye türlerinde fazla miktarda posa bulunur, özellikle çözünebilir olmaları nedeniyle kolesterol seviyelerini de düşürür. Bu grupta; bakla, barbunya, fasulye, nohut, böğrülce, bezelye sayılabilir.
Hububatlar

Buğday ve yulaf kepeği ekmek ve gıdada değişik oranlarda bulunur. Önemli olan tükettiğiniz gıda üzerinde yazılı oranlardır. Bu oranlara dikkat edilmelidir. Sadece gıdanın rengine bakarak yeterli kepek içerip içermediği anlaşılamaz. Üreticilerin gıdalara kattığı boya maddelerinin yanıltabileceği unutulmamalıdır.
Taze Meyveler

Bizler için değerli olan pektin posaleri meyvelerin kabuğu ve özünde bulunur. İncir, kuru erik, kuru incir, kuru kayısı, ayva ve çilek en yüksek posa içeren meyvelerdir.
Yeşil Yapraklı Sebzeler

Salata (marul türleri), ıspanak, kereviz ve karnabahar (küçük tipi, brokoli) en fazla posa içerenleridir.
Kök Sebzeleri : Patates, havuç ve şalgam iyi örneklerdir.

Posalı gıda tüketimi ile başlangıçta, bağırsaklardaki hareketler ve gaz ağrıları artabilir. Bu nedenle tüketilecek miktar zaman içinde artırılmalıdır. Bu süre, birkaç hafta alabilir. Amaç günlük 25 ile 35 gram arası posalı gıda tüketimidir. Bu miktar ile günlük 1-2 kez şekilli dışkılama sağlanabilir.

Gıdalarınızı seçerken içindeki posa oranları düşünülmelidir. Beyaz ekmek yerine tam kepekli ekmek, beyaz pilav yerine kahverengi pilav, pirinç pilavı yerine bulgur pilavı tercih edilmesi posa oranını artırır. Yine işlenmemiş kepeğin gıdalar üzerine eklenmesi yararlı olur. Bunlara ek olarak mutlaka yeterli su tüketilmesi gerekir. Çay, kahve ve soda türlerini azaltarak su ve taze meyve sularını içilmesini arttırmak uygundur.

Daha çok çiğ meyve ve sebze tüketmelidir. Sebzelerin haşlanması içerdikleri posa miktarlarını azaltabilir. Yine posanın en zengin olduğu yer meyve ve sebzelerin kabuklarıdır. Kabuğu soyulmadan tüketilebilen meyve ve sebzeleri kabuğu soyulmadan tüketilmelidir.

Yemek çeşidi seçerken zaman hangi besinde ne çeşit ve ne miktarda posa vardır diye aşırı titizlik gösterilmemelidir. Hepsinden yeterli kadar tüketilmesi önemlidir. Öğünlere ve öğün aralarına posadan zengin besinler (patlamış mısır, taze sebze, meyve) ekleyerek, çözünen ve çözünmeyen posanın sağladığı faydalar elde edilebilir.

Besinlerin hazırlanması ve işlenmesi, posa içeriklerinde değişime uğramasına neden olabilir. Bir besin maddesi posa içeriği zengin kısmı ayrıldığı zaman da posa içeriği azalır. Bunu bir örnekle anlatacak olursak:

Bir kabuklu bütün elma 3 gram posa içerir

Bir kabuksuz bütün elma 2,4 gram posa içerir

½ kupa haşlanmış elma 1,8 gram posa içerir

½ kupa elma suyu 0,2 gram posa içerir

Örnek olarak aşağıdaki kurallar uygulanabilir.

1- Çok miktarda su tüketilmelidir. Günlük 8-10 büyük bardak su içilmesi (meyve ve sebze suları da dahil) yararlıdır. Posalı gıdaların yeterli su içilmeden tüketilmesi sert katı dışkıya neden olur. Bu nedenle yeterli su alınması önemlidir. Kafein içeren (kahve, çay) içecekler su tüketimi yerine sayılmamalıdır. Çünkü kafein etken maddesi böbrekler üzerindeki etki ile vücuddan su atılmasını (diüretik etki) artırır ve su kaybına neden olur.

2- Yemekler düzenli aralıklarla yenmelidir

3- Düzenli egzersiz yapılmalıdır

4- Eğer bazı gıdalar örneğin patlamış mısır, kabuklu yemiş ve çekirdek gibi kuruyemişler karın ağrısı ve kramplara neden oluyorsa bunlardan uzak durulmalıdır.
Meyveler Posa Miktarı

1 orta boy elma: 4 gram

1 orta boy armut: 4 gram

1 orta boy portakal: 3 gram

1 porsiyon çilek: 3 gram

5 kuru erik: 3 gram
Sebzeler

1 haşlanmış patates (kabuklu): 5 gram

½ tabak haşlanmış bezelye: 4 gram

½ tabak haşlanmış ıspanak: 2 gram

½ tabak haşlanmış mısır: 2 gram

½ tabak haşlanmış taze fasulye: 2 gram

½ tabak haşlanmış mercimek: 8 gram

½ tabak haşlanmış kuru fasulye: 6 gram
Ekmek

2 dilim tam kepekli ekmek: 4 gram

2 dilim çavdar ekmeği: 4 gram

Meyveler (aksi belirtilmedikçe çiğ)

NASIL TANI KONUR ?

Doktorun hastalık hakkında hastasıyla konuşması, muayene etmesi en önemli basamaktır. Bulgular, ağrı, ağrının nerede olduğu, bu tip problemlerin eskiden beri olup olmadığı ve diyet hakkında bilgi sahibi olunması gerekir. Bunu muayene takip eder.

Muayeneye ek olarak bazı tanı yöntemlerinden yararlanılır.

1-Baryumlu lavman (renkli film çekilerek kalın bağırsağın içinin görüntülenmesi) yapılarak çekilen kalın bağırsak filmleri

2-Sigmoidoskopi veya kolonoskopi: Kalın bağırsak içinin bir cihaz yardımı ile incelenmesidir

3-Bilgisayarlı tomografi: Özel olarak geliştirilmiş vücudun radyolojik olarak kesitler halinde görüntülenmesidir

 

DİVERTİKÜLER HASTALIK NASIL TEDAVİ EDİLİR ?

Hastalığın şiddetine göre tedavi planı değişir.

Hafif ve orta şiddette divertikülozis ve divertiküler hastalık, genellikle diyet ve bazen de ağrı, kramp ve bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikleri kontrol altına almak için ilaçla tedavi edilir. Diyetteki posalı besinleri arttırmak kolon içindeki basıncı azaltır ve komplikasyonların artmasını önler. Bu nedenle yukarıdaki diyet alışkanlıklarına uyulması gerekir.

Divertiküllerin iltihaplanması durumuna divertikülit denir. Erken ve doğru tedavi çok önemlidir. Tanı ve tedavide geçikme hayatı tehdit eden sorunlara neden olabilir. Hafif divertikülit vakaları hastaneye yatırılmadan tedavi edilebilir. Ancak bu, hekim tarafından verilmesi gereken bir karardır. Tedavi genellikle oral antibiyotikler, diyetin düzenlenmesi ve dışkı yumuşatıcılarla yapılır. Ciddi vakalar hastaneye yatmayı, intravenöz antibiyotik kullanmayı gerektirir. Bu tedavi sırasında iltihabın gerileyip gerilemediğinin takibi çok önemlidir. Bu nedenle hasta yakından takip edilmelidir.

Divertiküler kanaması olan hastalar, acil olarak hastaneye yatırılır. Kısa zamanda kolonoskopi yapılarak kanama nedeni aydınlatılmalıdır. Bazen başka bir hastalık ile karışabilir. Kanamanın şiddetine göre damar filmi (anjiografi) çekilmesi gerekebilir. Kanama yeri bulunan hastalarda özel bir ilaç verilerek kanama durdurulmaya çalışılır.
 

CERRAHİ TEDAVİ

Sık sık divertikülit atağı geçirenlerde, hastalığa bağlı komplikasyon gelişenlerde, diyet ve ilaç ile kontrol altına alınamayan vakalarda, hasta olan kalın bağırsağın bir kısmının alınması gerekir. Genellikle kalın bağırsağın tutulmuş segmenti çıkarılarak, bağırsak devamlılığı anastomoz ile sağlanır.

Divertikülitte bağlı bağırsak delinmesi, karın içi iltihabı, apse, komşu organ etkilenmesi olduğunda ameliyatın acil olarak yapılması gerekebilir. Acil ameliyatta doktorunuz hastalıklı bağırsak bölümünü çıkarttıktan sonra bağırsak devamlılığı sağlayamayabilir. Bu durumda kalın bağırsağı karın cildi ile ağızlaştırır. Buna Kolostomi denir. Kolostomisi olan hastaların bağırsak kontrolü olmaz. Karın cildine yapıştırılan özel bir torba ile bağırsak içerikleri toplanır. İlk ameliyattan 3-6 ay sonra ikinci bir ameliyat ile dışarı alınan kalın bağırsak tekrar eski haline getirilebilir. Bağırsak devamlılığının sağlanması ile hasta dışkılama kontrolünü tekrar kazanır. Buna bağlı olarak risk ve tedavinin yan etkileri, doktorla konuşulmalıdır.

Ameliyat döneminde ağızdan gıda almak bir süre engellenir. Bu dönmede serum ve antibiotik desteği gerekebilir. Bir hafta içinde yemek yemeğe başlanabilir. Tam bir iyileşme ve normal bağırsak fonksiyonları 4-6 hafta içinde gerçekleşir.

Divertiküler kanaması olan olgularda eğer kanama, ilaç tedavisi ile durdurulamazsa kalın bağırsağın bir kısmının ameliyat ile çıkarılması gerekebilir.